The Martian (2015)


İki ay önce vizyona giren ama beni hiç çekmeyen bir filmdi. Nedenini bilmiyorum, bazen böyle oluyo, ne izliycem ya tribine giriyorum. Ama çok takdir aldı ve belli ki ödül dönemi de çok konuşulacak filmlerden biri ve ben çok Fransız kalıcam. Hiç dayanabileceğim şey değil. İzleyivereyim dedim. Baya iyi. 8/10


Araştırmalar kapsamında NASA'nın ilk kez olmayan Mars seyahatlerinden birinde, altı kişilik bir ekip kızıl gezegende çalışıyorlar. O altılı Mars'ın pici olmuş artık. Toprak moprak örnekleri alınıyor. Oraya bir üs kurulmuş, inceleme yapabiliyor, orda baya yaşayabiliyorlar. Araştırmanın sonlarına gelmişler zaten, dönüş için hazırlıklar yapılıyor. Gemiye yerleşilip uçulacak eve doğru. Fırtınada kopan bir anten, astronot Mark Watney'e çarpıyor ve elbisesinde bir yırtıkla savruluyor Mark. Öldü diye bırakılıyor, NASA açıklama yapıyor, temsili cenaze töreni düzenleniyor. Ama Mark ölmemiş.


Elbisesini delip vücuduna giren demir parça bir şekil hava çıkışını engellemiş ve Mark'ı hayatta tutmuş. Üsse sığınıp kendini iyileştiren Mark. E, kurtuldum da n'oldu, oksijen bitecek ölcem, su bitecek ölcem, yemek bitecek yine ölcem. Hayatta kalmanın bi numarası yokmuş diye düşünüyor başta ama zeki bir tip ve gezegenin en iyi botanikçisi olduğu için ümitleniyor, ümitlendiriyor. Kurtarma ekibi gelecek olsa en aşağı dört sene diye hesabediyor, o zamana yetecek kadar patates yetiştiriyor ve bir şekil NASA'yla iletişime geçiyor. Aylar geçiyor, kurtarma için gönderilecek mekik atmosferden çıkamadan parçalanıyor. Başka bir yöntem bulunmalı.

Mark Watney evine dönebilecek mi, yoksa onun evi artık orası mı? Güzel aksiyon!..


'The Martian', yazılımcı Andy Weir'ın ilk romanı. Öncesinde bilim-kurgu öyküler yazıp internet sitesinden yayınlıyormuş ve romanını da ilk yazdığında internete koymuş, ücretsiz okutmuş, sonra 2012'de e-kitap, 2014'te de basılı roman olmuş ve çoksatanlar listesinde yerini almış. Weir, bilgisayar oyunlarıyla falan uğraşıyorken hobi olarak, uzay, mars, astronot etiketiyle araştırmalar yapıyormuş ve bu sayede yazmış romanı. Film hakları satıldığında da devreye Ridley Scott girip, "Ben çekcem, nihayetinde uzay benden sorulur!.." demiş. Belki böyle dememiştir ama, böyle düşünmüştür kesin.


Kadro ise hayran bırakıyor: Matt Damon başrolde, çok başarılı ama yine Moon (2009)'daki Sam Rockwell'e yetişilememiş; Jessica Chastain, Michael Pena, ❤Kate Mara❤, Kristen Wiig, Mackenzie Davis, Chiwetel Ejiofor ve Sean Bean..

Oscar adayları açıklanmadı daha ama bu film için tahminim, en az altı dalda aday olur gibi. Prodüksiyon, efekt, ses miksajı falan gibi teknik dalların yanında, en iyi aktör için falan da konuşulur. Görecez bakalım, neler olacak..

14.12.15