Leviafan (2014)


Livayfın, bizdeki Van Gölü Canavarı'nın daha evrensel ve daha 'cool' hali... Neden cool, çünkü bizde değil.. Bu efsane bazılarınca sular altında yaşayan bir ejderha, bazılarınca bir dev yılan... Tevrat'ta veya İncil'de de adı geçen bir deniz canavarı... Dünya edebiyatında, Auster (1992) ve Hobbes (1651) gibi yazarların romanlarında kötü adamlara/sistemlere verdikleri isim... Canavar anlamında.. Bazen bir terörist, bazense mutlak güç sahibi egemen bir devlet... Bazen İzmirli bir ergen metal grubu, bazen film olarak çıkıyor karşımıza...


Adına yapılan üç, adı konu edilen sayısız sinema eseri var. Filmlerden biri 89 yapımı deniz altı korku filmi, diğeri 2012 yapımı Kuzey Atlantik denzicilerinin korkulu rüyalarını işleyen bir belgesel... Son olarak da Rusya'dan bu yapım çıkıyor karşımıza...


Kolya ve Lilya, tek çocuklu, babadan kalma değerli bir arazinin sahibi, çok çalışmadan sürekli yiyip içip sarhoş dolaşarak hayat süren bir kasaba çifti. Sıkıcılar, birbirlerinden sıkılmışlar, ama hayat işte... Kolya, ufak tefek tamir işleri yapan, polis arkadaşları olan, değerli arazisini belediyeye kaptırmak üzere olan bir Rus... Borçları falan var, haciz geldi gelecek, belediye başkanı takmış o araziye bir şekilde alacak elinden... Bi numarası da yok ha, manzarası güzel diye, ibnelik olsun diye...


Moskova'dan avukat tanış çağırıyo Kolya, yakışıklı Dmitriy işinin ehli bir avukat. Biraz çalışıyo dersine, yolsuzluklar kralı belediye başkanını tehdit ediyor, "Rahat bırak burayı, ben de bulduğum şeyleri halka sızdırıp krallığını yıkmayayım" diyor.
Belediye başkanı, yasama, yürütme ve yargıyı alıyor önüne, bi yolunu bulun kurtulalım şundan... Ama gerek kalmıyor, Dmitriy, Lilya'yla mercimeği fırına verdiği için Kolya'yla arası bozuluyor. Adamın zaten derdi vardı bir de bu çıkıyor... Devlet kazanıyor...


Yani neymiş, yönetmen Andrey Zvyagintsev'in hikayesi, devletin mutlak egemenliğini eleştiriyormuş. Bir yandan da hayatın devam ettiğini unutturmadan... Acı dolu bir film, hem de Rusça. Hayır, alışık değilim, haftada bir Rus filmi izlesem belki daha rahat izlerdim ama biraz yoruldum, 'nyet' içinde kaldım...


Aleksey Serebryakov, Vladimir Vdovichenkov, Elena Lyadova ve başkan rolünde Roman Madyanov'un oyandığı film pek çok yarışmada adaylık alıp, epeyinde de ödülle buluştu. Oscar'da ise ödülü Ida (2013)'ya kaptırıverdi. Polonyalı rakibinden yaklaşık bir saat daha uzun film bence ödüle daha yakındı ama olmadı işte... Zaten ben ne dediysem olmadı bu seneki Oscar'da... Kış Uykusu (2013)'da aday olur demiştim..

Leviathan adı bir kere bile geçmezken filmde (zaten niye geçsindi), karaya vurmuş bir acayip canlı iskeleti ara sıra kadraja girdi, film afişine kondu... Yani filmde de hem canavar hayvan hem canavar devlet bi inceden görüldü...


Eline sağlık Rus kardeşlerimizin; daha çok film yapıp, ellerindeki daha güzel kadın oyuncuları kullansınlar isterim..

Sıralı Tam Liste: Oscar 2015

15.03.2015