Jackie (2016)


Hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadığım bir First Lady idi Jacqueline Kennedy, Jackie. Sanatseverliği ve şık vizyonuyla Beyaz Saray'ı zamanında baya masrafa soktuğunu öğrendim filmde ama neyse ki şimdi Trump maaş almıyor da hazine rahat nefes alıyor. Zenginin malı züğürtün çenesi... Amerikalı başkan eşleri içinde tek sempati duyduğum da Michelle Obama olmuştur bu arada. Gerçi şu an o koltukta iyi ki Melanie Trump oturuyor da Amerika daha modern bir yer gibi duruyor. Elalemin karısı kızı...

Jackie, kocası JFK'nin cenaze töreni için özenli davranmaya çalışırken, istihbarat tören yapılmaması gerektiği konusunda uyarıyordu yönetimi. Suikasti gerçekleştirildiği iddia edilen Oswald mahkemeye çıkamadan öldürülünce, konu da daha fazla deşilemedi. Bu sebeple korku devam ediyordu. Jackie ise kocasının hatırasına saygı duyulması konusunda diretiyordu. Zaten onun için çok zor olan bu durum iyice zorlaşıyordu.


Ama sanki biraz kendi için yapıyordu bunları Jackie. Seviyordu başkan karısı olmayı, Beyaz Saray'da yaşamayı. O şatafat son anına kadar devam etmeliydi, uzatabildiği kadar uzatmak istiyordu işi. Gazetelerde yazmayan, televizyonlara çıkmayan bir Jacqueline Kennedy tanıyoruz burada. Kocasının ölümünden bir süre sonra bir gazeteciye verdiği röportaj esnasında tanıyoruz onu. "Her şeyi yazamazsın" diye baştan uyarıyor. "Sigara içtiğimi bilmemeli mesela kimse".

Bu bir hayatın kamera arkası. Çok güzel, heyecan verici detaylar olmakla beraber genel olarak fazla yavaş işlenmiş bir film. Son üç filmiyle Amerika'da popüler olan Şilili yönetmen Pablo Larrain'e emanet edilen hikaye, aslında çok güzel olabilecekken karakterin iç hesaplaşmasında boğulmuş. Tamam zaten kocasının ölümünden sonraki hayatı böyledir ama sanki biraz daha renkli taraflar da görseydik de iyice sevseydik Jackie'yi. Galiba Jackie'ye tam ısınamamış olmamız hikayeye mesafeli durmamızın birinci sebebi. Jackie'yi sadece bir televizyon programına Beyaz Saray turu attırırken gördük. Bence biraz daha tanımalıydık.


En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Kostüm ve En İyi Müzik dallarında Oscar adayı film hiçbir şey alamadı. Ben Natalie'den umutluydum, bence Emma da Natalie'den umutluydu. Başrolde Natalie Portman'ı, Kennedy'nin kardeşi ve yardımcısı Bobby rolünde Peter Sarsgaard'ı, Jackie'nin yardımcısı rolünde Greta Gerwig'i ve röportajı yapan gazeteci rolünde de Billy Crudup'ı izliyoruz. Filmin birinci yapımcısı ise Darren Aronofsky, Natalie'nin kocası, efsane yönetmen. Geçen seneye kadar sadece kendi filmlerine para yatıran bir sinemacı olarak bildiğimiz abimiz, yapımcılık işini sevmiş gibi duruyor.

Filmdeki en ilginç detayın ise, JFK'nin vurulduktan sonra arabada yanında oturan karısının kucağına yığılması; Jackie'nin arabanın üstünden kafatası ve beyin parçalarını toplamaya çalışması. Galiba bu hiç anlatılmayan bir detaydı, ben hiç denk gelmemiştim bu bilgiye. Bir de Dallas dönüşü hemen uçakta yeni başkanın göreve getirilmesi falan.. Zaten dramatik bir karakter olan Jackie için hayat çok zor-muş.

Posterdeki 'Jackie' fontu da hanımefendinin imzasından uyarlanmış. Bu bilgiye de her yerden ulaşamazsınız. Bu da yazının şık detayı olsun.

220317