Deniz Seviyesi (2014)


Filme puanım normalde 7 ama çakılı altyazısı olmadığı için 6 verdim. Filmin çoğu İngilizce, bir tane Amerikalı var filmde ama maşallah herkes çatır çatır anlıyo, konuşuyo. Yazık bi tek Burak 'abortion'ın nolduğunu bilmiyo diye kaçırdı muhabbeti, onun dışında herkes konuya hakim.

Amerika'ya okumaya diye giden Damla'nın, iş güç, evlilik mevlilik derken en son hamile haliyle gizli gizli alkol sigara tükettiğini görüyoruz. Belli ki var bi sorumsuzluk, anne olmaya hazırlıksızlık. Çocukluklarının geçtiği Bodrum'daki yazlık ev satılacakmış, kocasının da ısrarıyla son bi tatil için atlayıp geliyorlar. Kocası çok tatlı adam, damat mamat diye akrabalar sahipleniyo Kevin'ı. Ama güzel demenin hafif kaçacağı Damla, minik hamile göbeğiyle gergin gergin dolanıyo ortada. Burak var, çocukluk aşkıymış, -ne çocukluğu işte üniversiteye gidene kadar beraberlermiş hep- ona hiçbir şey demeden gitmiş, arayıp da sormamış ya, küsler bunlar. Burak, "Niye geldi bu buraya" tribinde, Damla da "Ya çağırmasanıza onu buraya" havalarında.


Kevin sonradan öğreniyor bunların arasındaki ilişkiyi, Damla'nın neden çocuğuna Burak ismini vereceğini. Artık tabii olan olmuş, Burak da Damla da tekrar beraber olmayı akıllarından geçirmiyorlar ama sanki bir mesele var çözülmesi gereken. Damla'nın gerginliğinin sebebi olan.

Nisan Dağ ve Esra Saydam'ın beraber yazıp yönettiği Deniz Seviyesi (2014)'nin yapım ekibinde Türklerle beraber Amerikalı ehiller de çalışmış. Pek çok milletten yapımcısı olan film sanırım Türk filmi statüsünde değerlendiriliyor. Zira Adana'da 21. Altın Koza Film Festivali'nde ödüle boğuldu. Ki yerli film festivaliydi o dönem; bu sene uluslararası oldu. En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Kurgu ve En İyi Müzik dallarında ödül aldı.


Tatlı bir havası var filmin, romantik dram sevenler için ideal, deniz kenarı şöyle, oh mis. Filme tek teknik eleştirim ses konusunda olabilir, müzikleri başarılı bir filmin ses miksajını bu kadar göz ardı etmesi hoş değil. Bizim filmlerin genel kusuru bu bence, ses alamıyoruz abi. Bakıyorsun çok güzel sinematografi ama konuşmalar anlaşılmıyor, ses seviyeleri çok dengesiz, bildiğin büyük kalite kaybı bu. Deniz Seviyesi (2014) nezdinde herkese söylüyorum.

Damla Sönmez'i çok beğeniyorum, Ahmet Rıfat Şungar hakeza; Amerikalı Jacob Fishel de hiç fena değildi, kendini şanslı saymalı, böyle rol arkadaşları herkese nasip olmaz.

170317