Mad Max BoxSet


Üç beş ay önce, dördüncü film Mad Max: Fury Road (2015) çıkınca merak edip izledim komple seriyi.. Fena değildi, düşük bütçeli, güzel bir seriydi.. Dördüncü film hariç tabii; durduk yerde hayvani paralar harcayıp, olayı bambaşka yere götürmüş serinin yaratıcısı, yazarı, yönetiri George Miller. Avustralyalı Miller'ın filmografisine bakınca, Mad Max (1979)'in ilk uzun metraj yönetmenliği olduğu görülüyor ama bu karanlık seri sonrasında, seksenlerin sonundan itibaren domuzlu momuzlu bi çocuk filmi, bir de iki filmlik penguenli animasyon serisi var.. Tam bambaşka bi adam olmuş meğer derken Mad Max: Fury Road (2015)'un gelmesi, öncesini bilenleri baya şaşırtmış olsa gerek..

Max'i oynayan Mel Gibson'ı, Mel Gibson yapan rolü de budur, kariyerinin başında böyle bir filmle gündeme gelmesi güzel temel olmuş.. İlk film hakkettiği global ilgiyi birkaç sene sonra görmüş ve haliyle bizim gibi yurt dışı vizyonunu biraz geriden takip eden ülkelerde ikinci film daha önce gösterilmiştir, daha popüler olmuştur, bu da meraklısına güzel detaydır.. Kendi kurduğu dünyasında, her filmde bambaşka bir mevzuyu işler.. Bir kıyamet senaryosudur, zaman ve mekan belli olmaksızın dünyanın enerji kıtlığı çektiği bir dönemdir.. Bol bol kurak, çorak arazi gösterilir.. Serinin ilginç yanı, başrol Max'i -ilk film haricinde- çok fazla görmememizdir.. Filmde olay anlatılır, ara ara Max'in vakayı kavrayışı ve aksiyonu görülür..


Mad Max (1979)
Kendi halinde, eldeki imkanlarla yaşamaya çalışan insanların tek derdi motorlu çetelerdir.. Kalabalık bir grup olarak motorla etrafa huzursuzluk saçan tipler, peşlerine düşen polis ekibinden bir kişiyi öldürür. Ortağı öldürülen Max, ailesini düşünerek karısı ve oğluyla beraber, belaya bulaşmak istemeden mesleği bırakıp tatile çıkar.. Ne kadar zoruna da gitse Max bunu yapar.. Ama uzaklaşmaya çalıştığı bela ona gelir, ailesi katledilir.. Artık Max'in kaybedecek bir şeyi kalmamış ve çıldırmıştır.. İntikam mücadelesi başlar, aksiyon başlar.. Ama daha çok çetenin tarafından izleriz filmi, neredeyse onların gördüğü kadar görürüz Max'i.. Karısını Joanne Samuel oynuyor, güzel kadınmış valla otuz sene önce..

Mad Max 2 (1981)
Max, yalnız, sakin ve çılgın yaşamını sürdürmeye çalışırken kertenkele falan yer.. (Yani sanırım kertenkeleydi, çok oldu izleyeli ama bi sürüngen yiyodu diye kalmış aklımda) Sonra cılız bir saldırı yaşar, salağın biri kendi icadı helikopteriyle Max'in arabasına saldırır, mazotunu yağmalamaya çalışır, Max bunu bi devirir, ağzından laf alır, kim var başka kötü adam diyerek, bi petrol yağmacısı şirketten bahseder eleman.. Max'in yeni hedefi onlardır, sonra onları izleriz, arada da Max'i işte..


Mad Max: Beyond Thunderdome (1985)
Max, bu sefer çocukların kaçırılıp işçi olarak çalıştırıldıkları bi maden ocağı gibi bi yerle kapışacak. Ama yine Max'ten çok o çocukların hikayesi görülüyor.. İşletmenin kötü kalpli patroniçesini Amerikalı şarkıcı Tina Turner oynuyor..

İlk filmlerle biraz ilgi görülünce yapımcı mapımcı bulup, bütçe biraz arttırılarak daha kapsamlı bi devam filmi yapılmış.. Ama bu sefer iki yönetmenli bir film, Miller'ın yanında o dönem çömez sayılabilecek George Ogilvie var.. Bu film diğer iki filmden biraz daha düşük enerjili, tam bir üçüncü film yani.. Bi de şey lafı var piyasada, "Para bulunuca bi filme, yaratıcılık ölüyo.." Hatta geçen biri konuyla ilgili bi örnek vermişti de adını unuttum, bi yönetmen film yapacak, yapımcı çok beğeniyo, şu kadar bütçe sana diyo, yönetmen biraz düşünüp vazgeçiyo, "O parayla başka bi film yapalım, bu filme o kadar harcanmamalı diyo.."


Mad Max: Fury Road (2015)
Mel Gibson artık yaşlandı, üstelik Miller bu fikirle gidince yapımcı da dayanamadı ve Tom Hardy'yi Max yaptı.. Geçmişe dair hiçbir açıklama yok, ikide ve üçte olduğu gibi, bu da karakteri gayet derin bir kişilik sahibi yapıyor, ilk filmi bilmeyen de "Belli ki var bir derdi bu adamın" diyor.. O kertenkele yeme sahnesi bunda mıydı ya yoksa, emin olamadım şimdi.. Bu film, bir mekandan ziyade yol filmi, öfke ve intikam dolu bir yol.. Yine yakıt, enerji mevzusu var, bir baronun elinden kaçan kadın asker ve baronun karıları olan esir genç kızlar.. Bambaşka bir yerden gelen zaten esir düşmüş bir Max.. Max kovalamaca sırasında esaretinden kurtulup kaçan kızlara yoldaşlık edip, çetin macerada onların yanında oluyor..

Bütün bu yazı aslında geçen gün 88. Akademi Ödülleri'nde on dalda aday gösterilen Mad Max: Fury Road (2015) için.. Tamam güzel film, kendi dünyasını çok güzel yaratmış, ama En İyi Film, Yönetmen, Görüntü, Kurgu, Prodüksiyon, Kostüm, Makyaj, Ses, Ses Kurgusu, Efekt adayı olmak çok çok fazla be.. Yani yine hepsini anlarım da En İyi Film adayı olması saçma.. Bence oluru Prodüksiyon ve Efekt kategorileridir, diğerleri biraz rüzgar gibi.. Diğer adayları görmek için: tıkla buraya..


Bu arada son filmde maskeli çirkin adamları dengelemek için kadın oyuncular en güzelleri seçilmiş: Charlize Theron, Zoe Kravitz, Rosie Huntington, Abbey Lee, Riley Keough ve Courtney Eaton.. Bunlardan ikisi Victoria Secret meleği, biri zaten yıllardır hastası olduğumuz güzellik.. Durum böyleyken böyle.. Yani bu son filmi izleyin diye her şey yapılmış: Kızlar, Tom Hardy, Oscar coşturmacası.. Bi izleyin madem..

160116