Carol (2015)


Lezbiyen hikayelerine boyut katan bi film. Ancak fark ettiğim bi şey var, izlediğim veya dinlediğim her kadın kadına ilişkide bi aktif bi pasif şartı var gibi, karakter olarak. Carol, ipleri elinde tutan, boşanma arefesindeki kocasıyla da, münasebette olduğu diğer insanlarla da ilişkisinde dominant bi tavırda.. Therese de erkek arkadaşıyla ve çevresiyle çekinik ilişkide, aile yok, çevre yönlendirmesine meftun, seviyor "Olur" demeyi, gerçi sevmese de "Olur" diyecek gibi..


Carol ve Therese, Therese'in çalıştığı mağazada tanışıyorlar; Carol kızına oyuncak tren alırken eldivenlerini unutuyor mağazada - Therese de vatandaşlık görevi deyip iletişime geçiyor Carol'la ve macera başlıyor. Arkadaşlıkları, Carol'ın yönlendirmesi ve Therese'in kabul etmesi şeklinde gelişiyor: beraber bi kahve içelim mi, olur; öğlen yemeği, tabii ki; hadi bana gidelim, neden olmasın; öpeyim mi, lütfen..


Kocası Carol'ı geri kazanım derdinde ama bakıyo olmuyo, 'ahlak yetersizliği'nden kızının tam velayeti için başvuruyor. Carol şok, Carol iptal... Carol'ın Therese'le ilişkisi bu şekil baltalanıyor.. Carol'ı Cate Blanchett, Therese'i Rooney Mara oynuyor.. Filmde bir de Mavi En Sıcak Renktir sahnesi bulunuyor..


Bir roman uyarlaması olan filmi Todd Haynes yönetmiş, I'm Not There. (2007)'in yönetmeni, yine Blanchett'ı Bob Dylan yapan yönetmen.. Blanchett'ın Oscar'a koşup koşmayacağı bilinmese de Mara yine duygusal sinemaseverlere 'vay seni seni' dedirtiyor.. Senenin en iyi filmi diyemesem de güzel film, Allah var.. Yapımın Oscar macerasını merakla bekliyorum, çünkü bir falsosunu bulamadığım teknikte içime sinmeyen bi şeyler var.. Bakalım siz nasıl değerlendireceksiniz.. Benim puanım 7/10..

060116