Irrational Man (2015)


Woody Allen'ın son filmi.. Gerçi adamın sonu yok, her zamanki gibi biz bunu izlerken o sıradaki filminin senaryosunu okutmuş, çekimlere başlıyor oluyor.. Bu yaşta ne bu enerji.. Geçen okuduğum ve nerdeyse şaşırdığım bir röportajında: "Keşke mükemmelliyetçi olsaydım ama hiç değilim, olduğu kadar yapıyorum, hiç zorlamadan.." diyor, olduysa oldu olmadıysa koy götüne, anlamı çıkabilir gayet rahat.. İlginç bi şekilde üretkenliğini buna borçlu imiş, bilmezdim. Ben seviyorum abi..


Bu filmde Joaquin Phoenix başrolde.. Hep isterdim bi Woody hikayesinde izlemeyi, oldu.. Yanına da geçen sene Magic in the Moonlight (2014)'ta beraber çalıştıkları husky voice Emma Stone'u vermiş ve olan olmuş.. Çok şık duruyolardı yan yana.. Husky voice (boğuk ses) tanımı da imdb.com'da Emma'nın özellikleri kısmına yazılmış, ilginç gelmişti.. Bu iki isme eşlik edenler de: Parker Posey, Jamie Blackley, Brigette Lundy-Paine, Meredith Hagner..


Bir felsefe profesörü Abe, yeni bir okulda başlayacaktır. Kendinden önce dedikodusu gider okula, aşırı karizmatik, her gittiği yerde yatmadığı kız kalmayan, feleğin çemberinden geçmiş ve hayatın boş olduğunu düşünmeye başlamış bir adam.. Ama eskidendi o diyo, artık yatmıyo herkesle.. Buna yanlayan evli bi başka çılgın profesör Rita ve tabii ki seksi öğrencisi Jill var.. Abe, Jill'in muhabbetini sever, zeki kızdır, iyi arkadaş olduklarını söyler, yatmamakta ısrar eder ama Jill aşık olmuştur iyice, hem de çok güzel giden ilişkisine rağmen..
Bi gün Jill'le kafede otururlarken arka masada konuşulanları dinlerler. Bi kadın, eski kocasının bi yargıçla anlaşmasıyla çocukların velayeti konusunda haksızlık yaşıyordur.. Abe de kimseye bi şey söylemeden kadına yardım etmek ister.. Yargıcı öldürecektir, nasıl olsa kimse ondan şüphelenmez çünkü görevi kötüye kullanan yargıcın zaten bir sürü düşmanı vardır.. Bu olayla hayatta bi işe yarayabileceğini gören Abe, bi anda mutlu olup, hayattan zevk almaya başlar.. Ayrıca seksi bi kız da sana aşıksa artık ne kadar reddebilirsin..


Benzer cinayet mevzusunu Match Point (2005)'te yapmıştı, şansın ne kadar önemli olduğunu anlatarak. Orda kötülük yapan iyi adamımız şansla yırtarken, burda kötülük yapan iyi adamımız şansına küssün..

Filmden ilginç detay isteyene de, Emma Stone'un aşırı beyaz bacakları her an kadrajda diyebilirim. Zaten komple mini şortlu oynuyor, bi sahnede de etek tercih edilmiş. Güzel bi üniversiteli kız incelemesi, hakkaten de bütün sene şortla dolaşıyolar.. Başta bahsettiğim röportajında bi yerde şöyle diyo: "..evet baya eğleniyorum sette. Özellikle sabahın altısında uyandıysam ve sete gittiğimde Scarlett veya Emma varsa çok eğleniyorum."


Çok eğlenceli bir film izlemek isteyen buyursun valla.. Baya eğlendim, 8 verdim.. Film Ekimi kapsamında iki seans oynayan filme bilet bulamadım diye üzülürken bi hafta sonra vizyona girmesi güzel hareket.. Ancak, tabii ki az salonda, mümkünse en küçük salonda falan gösteriliyor film.. Gerçi bizim şansımıza küçük salonun makinesi bozuldu da biraz büyük perde de izledik yan salonda.. Kime sorsam imdb.com puanının düşüklüğüne anlam veremiyor, şu an 6.8 site puanı.. İzleyenler şaşkın, ben 8'den aşağı oylayan görmedim..

11.10.15