Yönetmenler: Derviş Zaim..


''Sinemada sıkmak çok büyük günahtır. Seyirciyi sıkmamanın erdemine inanmak lazım.''

'64 Kıbrıs doğumlu yazar, yönetmen. Üst satırda kendisine ait olan, benim de çok inandığım bu sözü bir röportajından aldım. Başka bir röportajında da sinemayla ilişkisinin nasıl başladığını sorusuna şu cevabı veriyor: "Çocukluktan beri yoğun ilgim vardı. İyi bir izleyici olma gayreti içerisinde oldum. Ondan sonra edebiyatla olan bir rabıta söz konusu oldu. O bağ neticesinde hikaye anlatma teknikleri üzerine düşünürken senaryo, film yapma, filmin yapısı üzerine de düşünme gerçekleşti ister istemez. Sinema adı verilen ummanı böyle yavaş yavaş, tedrici bir surette keşfettim. Sonra denemek için küçük girişimlerde bulundum. Virüs gittikçe ölümcül hale geldi. Bugüne kadar süregelen serüven başlamış oldu."

Tabutta Röveşata (1996), Zaim'in ilk sinema filmi; gösterişsiz, doğal bir film. Yurtiçi ve yurtdışında hatta daha fazla yurtdışında ama belli bir zaman sonra çok beğenildiğini dinlemiştim bir söyleşide -konuşmacıyı hatırlayamadım- yani ilk çıktığı zamanlar pek dikkat çekmemiş daha sonra kıymeti bilinen filmlerdenmiş.
Bir sonraki filmde "Filler oynaşırken olan çimenlere olur." deniyor. Filler ve Çimen (2001)'de Haluk Bilginer, Bülent Kayabaş, Ali Sürmeli daha kimler kimler.. Sonraki filmi Çamur (2003)'u izleyemedim, bulamadım.


Ve sinemanın seyirciye bir şeyler öğretmesi gerektiği inancında bir yazar olarak Osmanlı kültürünü filmlerine yerleştiriyor. İlk olarak Cenneti Beklerken (2006)'de minyatür sanatıyla içiçe bir dönem filmi, gayet de başarılı. İkinci ayakta Nokta (2008) filmiyle hat sanatına bulaşıyor, 13. yy'dan kalma aile yadigari bir Kuran'ın satılmaya çalışılmasıyla başlayan vicdani aksiyon. Bu sefer Karagöz'ün gölgesinde, bir dönem Kıbrıs'ta yaşanan sıkıntıları anlatıyor Gölgeler ve Suretler (2010)'de. Böylelikle üçleme tamamlanmış oluyor. Geleneksel Türk Sanatları Üçlemesi..

Bu üçlemenin ortak noktalarından biri de sahne geçişlerinde belli birer şekil tutturulmuş olması. Mesela Cenneti Beklerken'de bir sahneden bir sonrakine geçerken aynaları kullanmıştı, Nokta'da zamanları bağlarken ya gökyüzüne ya yere dönüyor kamera ordan devam ediyor ve son olarak Gölgeler ve Suretler'de bazen kızın baktığı fotoğraflarla sahne geçişleri sağlanmış. Güzel olmuş yani şimdi anlatamamış olabilirim belki ama.. Zaten izleyince göreceksiniz.

Sıradaki projeleri ise Devir (2013) ve Balık (2014)..

09.04.2012